Ortak Dilimiz İngilizce - Reflexive Pronouns
  Ana Sayfa
  Düzenli Fiiller
  Düzensiz Fiiller (Konu Anlatım)
  Düzensiz Fiiler
  Simple Past Tense
  Presente Perfeckt Continous Tense
  Present Perfeck Tense
  Pronouns (zamirler)
  Adjectives (sıfatlar)
  Yardımcı Fiiller
  Have To Fiilli
  Zamanlar
  Used To
  Should/Shouldn't
  Too Enough
  Reflexive Pronouns

Reflexive Pronouns
(Dönüşlülük Zamirleri)

Dönüşlü zamirler (reflexive pronouns) tekil şahıslar için “self”, çoğul şahıslar için “selves” ekleri kullanılmak sureti ile yapılır. Dönüşlülük zamirleri, evet / hayır sorularında (yes / no questions), ve soru kelimeleriyle sorulan soruların (question-word questions) sadece olumlu hallerinde ve olumlu / olumsuz cümlelerde ve cevaplarda kullanılırlar. Dönüşlülük Zamirleri özne ve nesne ayrı olduğunda, özneyi gösteren bir edatın nesnesi olarak ve öznenin vurgulanması gereken durumlarda kullanılır.

myself (kendim)
yourself (kendin)
himself (kendi)
herself (kendi)
itself (kendi)
ourselves (kendimiz)
yourselves (kendiniz)
themselves (kendileri)

Did you prepare yourself for the test? (Kendini sınava hazırladın mı?)
How did she injure herself? (Kendini nasıl yaraladı?)
Let’s get ourselves some ice cream. (Hadi kendimize dondurma alalım.)
I myself drew this map. (Bu haritayı ben kendim çizdim.)
I cut myself with a knife. (Kendimi (elimi) bıçakla kestim.)
She fell off her bicycle and hurt herself. (Bisikletinden düştü ve kendini incitti.)
I sometimes talk to myself. (Bazen kendimle konuşurum.)
He saw himself in the mirror. (Kendini aynada gördü.)
They paid for themselves. (Kendi hesaplarını ödediler.)
I hurt myself. (Kendimi incittim.) (kendi kendimi)
The band call themselves "Cranberries". (Grup kendine "Cranberries" diyor.)
He shot himself. (Kendini vurdu.) (kendi kendini)
I bought a present for myself. (Kendime hediye aldım.)
She did it by herself (=alone). (Kendi kendine yaptı.) (tek başına)
That man is talking to himself. (O adam kendi kendine konuşuyor.)

I'll do it myself. (No-one else will help me.) (Kendim yapacağım.)
They ate all the food themselves. (Bütün yiyeceği kendileri yediler.)
(No-one else had any.)

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol